8 Ekim 2007 Pazartesi

Neşeli bir ağaç çizelim mi?

Bob Ross desem hiçbiriniz hatırlamazsınız belki ama TRT2'de çılgın resimler yapan kocaman kıvırcık saçlı kafası olan adam desem hemen tanırsınız. Tüm Türkiye onu böyle tanıdı ve bildi zaten. Bize resim yapmanın okulda anlatıldığı kadar zor ve sıkıcı olmadığını öğretti. Ağaçların "neşeli", çalıların "kardeş", bulutların "pofuduk" olabildiklerini öğretti. Bembeyaz bir tuvalin yarısı siyaha bulanmış olsa da üzerinde biraz "titan beyazı" biraz "van dyck kahverengi" sürülerek göl kıyısı yapılabileceğini öğretti. Kısaca hiçbirşeyin göründüğü gibi olmadığını öğretti bir bakıma.

"Siz de yapabilirsiniz" diyerek daima teşvik etti karşısındakileri görmeden. Umutlu olmayı, güzel resim yaparken eğlenmeyi öğretti bizlere.

Canınız sıkıldığında, işlerin içinden çıkamadığınızda, son umudum da kayboldu dediğiniz anda Bob Ross gelsin aklınıza. 62 den tavşan yapın, "m" harfinden kuşlar çizin gökyüzüne, bir de derenin kenarına neşeli bir ağaç. Küçük çalıya arkadaş.

İnanın hiç zor değil. Aslında hiçbir şey zor değil. Yeter ki dikkatli bakın...

Hiç yorum yok: